Ney’in Bana Anlattıkları
Sümer Tek
Ey gönül ehli, yaklaş da dinle.
Sanma ki sustum; ben neyim. Sustukça konuşurum, sustukça dile gelirim, sustukça hakikati fısıldarım. Suskunluğum sözden yüce, feryadım dilden derindir.
Bir zamanlar kamışlıktaydım. Rüzgâr bana sırlar fısıldar, su bana merhamet öğretirdi. Güneşle sohbet eder, ayla dost olurdum. Fakat kader günü geldi; kökümden koparıldım. O gün ayrılığın ateşi içime düştü. O günden sonra her nefeste iniltim, her seste hasretim dudaklardan döküldü.
Hazret-i Mevlânâ’nın dediği gibi:
“Dinle neyden, nasıl şikâyet ediyor; ayrılıklardan nasıl hikâyeler söylüyor. Beni kamışlıktan kestiklerinden beri, herkes ağlayıp inledi benimle…”
İşte ben, o sözün ta kendisiyim.
Beni delik deşik ettiler. Lâkin bil ki o delikler, sesime açılan pencerelerdir. Yaralarım dile geldi, iniltilerim nağmeye dönüştü. İnsan da böyledir: Yaraları kadar konuşur, acısıyla olgunlaşır, dertle kemâle erer. Benim sesim yanık ise, o yanıklık yaralarımdandır.
Sen nefesini verirsin, ben can bulurum. İnsan da böyledir; Allah’ın nefesinden bir nefes olmasa, kuru bir toprak yığınından farkı kalmazdı.
Ey gönül yolcusu, bil ki feryadım herkese bir değildir. Kimi nağme duyar, kimi hüzün, kimi aşk… Ama kalbi uyanık olan, benim iniltilerimde kendi yolunu bulur. Çünkü ben insan ruhunun aynasıyım: Ayrılığı anlatırım, özlemi fısıldarım, vuslatı müjdelerim.
Beni dinlediğinde aslında kendini işitirsin. Ben neyim; senin ruhunun feryadını dillendiririm. Dinlersen kendi sesine ulaşırsın, dinlemezsen o ses içinde saklı kalır.
Ey kalem erbabı, ben neyim; senin kulağına, senin yüreğine fısıldarım. Sen yaz ki feryadım kelâma dönüşsün. Ben susarsam sen söyle; ben inlersem sen yaz. Çünkü senin kaleminle ben yeniden dirilirim.
Ben neyim; suskunlukta sır, nağmede yol, nefeste candır. Dinlersen hakikati işitirsin; dinlemezsen feryadım sana sır kalır.
Vesselam.
UNCATEGORİZED
3 gün önceGÜNDEM
3 gün önceUNCATEGORİZED
3 gün önceUNCATEGORİZED
3 gün önceGÜNDEM
9 gün önceUNCATEGORİZED
15 Eylül 2025UNCATEGORİZED
15 Eylül 2025